Kariyerde Yolunuzu Bulmak ve ‘Flow’ İçinde Yaşamak

Oguz Ozcan
3 min readNov 4, 2023

--

Mühendisler olarak genellikle, sadece kod yazdığımız, hataları çözdüğümüz ve teknik işler yaptığımız düşünülür. Halbuki sadece teknik işlerle uğraşan mühendisler genellikle kariyerlerinin başlarında olanlardır. Çünkü kariyeriniz ilerledikçe teknik işlerde geçirdiğiniz zaman giderek azalacaktır. Eğer gerçekten teknik olarak kalmak istiyorsanız ve teknik bilgi ve üretkenliğinizi her geçen gün artırıyorsanız, teknik kalarak da yükselebilir ve iyi paralar kazanabilirsiniz. Ama tabii ki teknik açıdan da ortalama bir mühendisten daha iyi olmak için çok çalışmalı, bilgi birikimi kazanmalı ve üretken olmalısınız.

Ben de son zamanlarda (aslında bayağı bir süredir) enerjimi nereye kanalize etmem gerektiği konusunda düşünüyorum. En son terapimde bu sonuca vardık terapistimle beraber. Küçükken bu iş kolaydı, önümde sadece okul ve sınavlar vardı ve bunlarda başarılı olduğumda her şey tamamdı. Ve ben okul ve sınavlarda hep en iyilerden biriydim ve zorlandığımı da hatırlamıyorum. Ta ki üniversiteye gelene kadar. Üniversite işlerin değişmeye başladığı bir yer. İnsanın kendi olmasının önemli olmaya başladığı, sonu belli olmayan (çünkü ‘zorunlu’ adı altında okutulan eğitim bitiyor) bir yere doğru hızla koşuyorsunuz. Benim çuvallamaya başladığım ilk yer üniversiteydi aslında. Çocukluğundan beri bilgisayarlara ilgisi olan ve teknolojiyi seven bir insan olarak bilgisayar mühendisliği okumak istememe rağmen sınavda çok yüksek puan aldığım için Elektrik ve Elektronik mühendisliği seçtirilen insanlardan biriyim. Mezun olduktan sonra ve hatta mezun olmaya yakın ne yapacağımı düşünürken, kendimi bir yazılım şirketinde buldum ve yazılım mühendisliği kariyerim başladı. Elektrik ve Elektronik mühendisliğinde geçirdiğim o 4 senede çok şey öğrendim ama öğrenmeye istekli olmadığım için ve ne yapacağımı bilmediğim için dersleri geçecek kadar çalıştım hep. Geçenlerde şunu fark ettim ki, bana güzel bir hedef verildiğinde ya da ben o hedefi kafama koyduğumda yapıyorum. Ama hedef koymak ve bulmak da kolay bir iş değil. Çocukluktaki hedefler, okulu bitirmek, sınavda birinci olmak, işe girmek gibi hedefler. Daha net, açık, herkesin yaptığı yani toplumdan ayrı bir şey değil ve hatta iyi yaparsan toplumdan da takdir göreceğin şeyler. Fakat üniversiteden sonra artık bu hedefler belirsizleşiyor, muhtemel hedefler ve çeşitlilik artıyor ve aslında yıllardır üzerinize biçilen kalıplardan biri ortadan kalkıyor. Evet, artık zorunlu bir şey yapmak zorunda değilsiniz, kendi hayatınızı en azından iş ve ekonomik boyutunu kendiniz yönetebilirsiniz. Tabii burada yine belki işin kolayını seçip devlet kurumları ya da memuriyetlik gibi yerlere girip sadece saatlerini ve ömürlerini vererek, ‘good citizen’ olarak aylık maaşını alan ama ilerleme ya da düşme gibi riskleri olmayan işleri tercih edenler de var. Ben şahsen bu işlerden ve bu hayattan hep kaçtım. Bana çok sıkıcı ve zevksiz geldi. Fakat şunu da bir gerçek ki, hayatta bir şeylerin hep değişmesi ve insanın buna karşı ya da belki daha doğru ifade bu sürekli değişimleri kabul ederek ve kucaklayarak hayatını yaşaması çok zor. Ama başarabilirsen ki ben bazı periyodlarda yapabildiğimi düşünüyorum o zaman çok eğlenceli. Aslında puf noktası ve cevabı herkesin son zamanlarda söylediği, hayattaki akışa kendini bırakmak ile birlikte gelen bir şey. ‘Flow’ çok güzel bir kelime. Fakat bunu yapması çok zor. Kollarını açıp, gözlerini yumup hayatı gülerek karşılamak ve yaşamak. Hayatın seni bir yerlere götürmesi ve senin sadece orada, o an ya da anlardaki görevini anlamaya çalışıp öğrenmene bakmak ve keyif almak. Bu yazması ve okuması çok kolay olup anlaması ve hele uygulaması çok zor olan bir şey. Benim için bunu anlamak yıllar sürdü ve uygulama konusunda hala topallıyorum. Ama ara ara periyodlarda yapabildim ve o zamanlarda gerçekten hayattan keyif almayı başardım, yaşadığıma şükrettim ve her anım için yaratana şükran duyduğum anlar.

Konu çok farklı yerlerden felsefik yerlere geldi, aslında bahsetmek istediğim şey her ne iş yaparsanız yapın, sanki daha yukarılarda daha çok insana dokunan, etkisi daha büyük olan işler yapmak istiyorsanız bilinmezliklere karşı savaş açmalı, denemekten korkmamalı, ve hayatın (veya işinizin) getireceği şeylere karşı kollarınızı açıp gözünüzü kapatıp gülerek karşılamalısınız. İşin sonunda kişisel öğrenmenize ve gelişmenize odaklanabilirseniz her şey zamanla yoluna giriyor ve gerçekten giriyor eğer isterseniz. Bu yazının başlığını koymadım daha, sadece boş bir sayfa açtım ve huzurlu bir cumartesi günü içimden gelenleri yazdım. Başlığını da ChatGPT’ye buldurdum.”

--

--

Oguz Ozcan
Oguz Ozcan

Written by Oguz Ozcan

Senior Software Engineer@Meta who is interested in growth, mentoring, overcoming impostor syndrome, psychology

No responses yet